Yoksul ülkelerdeki açlık ve sefaletin sorumlusu ne sadece kendileri, ne de onları borç ve sömürü kıskacına almış olan zengin ülkeler… İki taraf da masum değil… Masumiyeti tartışılamayacak olanlar, o ülkelerin iktidar bloku içinde yer almayan geniş halk yığınları… Bütün dünyadaki insaniyet ve hamiyet sahiplerinin asıl sorumlulukları da onlara karşı… Hâlbuki, bu zavallı ve çaresiz yığınlar, ‘zenginler kulübü’nün hiç umurunda değil. Zengin ve kudretlilerin umursadıkları tek şey kendi refah seviyeleri ve güçlü konumlarının devamı… Zengin ve yoksul dünya arasındaki devâsâ çelişkiler devam ettiği müddetçe de onları, herhalde hiçbir şey durduramayacak; ölüm dahil! Göçmezlerse de ölecekler zaten. Bunu bildikleri için, çoluk çocuk hep birlikte yollara dökülüyorlar; zira göçmezlerse ölüm, hem de açlıktan ve hep birlikte ölüm ‘garanti’, göçerlerse ‘bir ihtimal’!.. Dolayısıyla bu vahamet, mahallinde alt edilemezse şâyet, bir gün gelir ki, yoksul kütleler zenginlerin yurtlarını istilâ edebilirler. Elinizdeki kitap, iki Belçika’lı yazarın gerçekten gıpta edile-cek bir vicdanî hassasiyet ve ilmî ehliyetle kaleme aldıkları olağan üstü bir çalışma… Dünyadaki mevcut borç sisteminin nasıl ve kimlerin menfaatine işlediğini gözler önüne sermekle kalmıyor sadece, TV ekranlarından seyrede seyrede, maalesef kanıksar olduğumuz, o göz bebekleri neredeyse kafası kadar, kafası gövdesinden büyük aç-susuz çocuk manzaralarının gerisinde hangi merhametsiz düzenin hüküm sürdüğünü de anlatıyor.
Kim Kime Borçlu ? 50 Soruda Dünya Borç Piyasası
Daminen Millet, Eric Toussaint